Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Kemerhisar’da bulunan ve yaklaşık 2 bin yıllık su kemerlerinin toprak altında kalan kısımları, yapılan arkeolojik kazı çalışması ile gün yüzüne çıkarılıyor.
Arkeolojik sit alanı olarak koruma altına alınan, pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan Kemerhisar, Hititler döneminde Tuwanuva, Roma döneminde ise Tyana olarak tanınıyor.Bahçeli Kasabası’nda bulunan ve Antik Roma Havuzu’nun kaynak suyunu Roma Devri’nde yapılan kemerlerle Tyana şehrine taşınmasına yönelik oluşturulan yaklaşık 3-4 kilometre uzunluğundaki, 10-11 metre yüksekliğindeki su kemerlerinin toprak altında kalan kısımları yapılan titiz çalışma ile eski görkemine kavuşturulacak.Günümüze kadar kesintisiz yerleşim özelliği ile bilinen antik kentte yürütülen kazı çalışmaları ile ilgili bilgi veren kazı heyeti başkanı ve Aksaray Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Doğanay, Tyana Antik Kenti’nin İç Anadolu’nun Efes’i olmaya aday olduğunu söyledi.Doğanay; “Gülek Boğazı’ndan sonra İç Anadolu’ya açılan ilk antik kent dolayısıyla konum olarak önemli bir yer ve bu konumundan dolayı da en az 5 bin yıldır kesintisiz olarak iskan gören bir antik kent. Günümüzdeki Kemerhisar Belediyesi bu antik kentin üzerinde kurulu. 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izni ile burada arkeolojik kazı çalışmalarına başladık. 2021 yılında da cumhurbaşkanlığı kararı ile 12 ay devam eden kazı statüsünde devam etmekteyiz. 2024 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın ‘Geleceğe Miras’ projesi çerçevesinde burada kemer yolunun ziyarete açılmasına yönelik kazı çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu proje kapsamında kemerlerin gün yüzüne çıkarılması ve etrafında çevre düzenleme çalışmalarının, restorasyonların yapılması akabinde burayı ziyarete açacağız” dedi.Bin 500 metrelik yürüyüş koridoruna sahip su kemerleri ile kazısı devam eden Tyana Antik Kenti’nin çalışmalar tamamlandığında ziyarete açılacağını ifade eden Doğanay, su kemerlerinin 3,5 metrelik sel nedeniyle toprak altında kalan kısımlarının gün yüzüne çıkarıldığını söyledi. Doğanay; “Yaptığımız kazılarla kentte yoğun bir sel tabakasının varlığını gördük. Yaklaşık 3,5 – 4 metre kalınlığında bir sel tabakası var burada. Aslında su kemerleri 10-11 metre yüksekliğinde ve o görkemli cephesi ilk yapıldığında görülüyormuş. Aynı zamanda kemerlerle bitişik, daha erken dönemde yapılan Helenistik Sur duvarları da görülüyormuş. Fakat sel gelince burada 4 metre kapatıyor. Biz buradaki kazılarla kemerlerin bu görkemli yapısını ortaya çıkaracağız” diye konuştu.Geleceğe Miras Projesi kapsamında yapılan kazı ve restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından ziyaretçi kabulüne başlanacağını söyleyen Prof. Dr. Osman Doğanay; hedeflerinin dolgu tabakasını tamamen kaldırmak olduğunu belirtti.Doğanay; “Amacımız, kentin orijinal yapıldığı dönemdeki sur duvarlarının bütününü görkemiyle ortaya çıkarmak. Burası İç Anadolu’nun Efes’i olmaya aday bir antik kent. İç Anadolu’nun ayakta kalmış, korunan tek antik kent aslında ve görkemli bir şehir. Şu anda yıllık 110 bini geçen bir ziyaretçi sayısı söz konusu, bu sayıyı milyona çıkarmak istiyoruz. Geleceğe Miras projesi çerçevesindeki kazı çalışmalarımız devam ediyor ve iklim şartları el verdiği müddetçe de kış boyunca bu çalışmalar devam edecek” ifadelerine yer verdi.